çakallığın en yavşak hali.
ya sizin algınıza ve cibiletinize
sokayım ben. aklınız fikriniz yarrak kürek işlerde. yok bilmezsen şunun
boyu, bunun siki derken kendi kendinizi deli edip mallaştınız. gerçi
zaten maldınız da, bu eylemlerden sonra iyice elde kaldınız.
oysa
siz boyu uzun bir erkekten bahsederken konuyu bilerek açmıyorsunuz. ya
da uzun boylu bir kızdan bahsederken. hep aynı cingözlük, hep aynı
çakallık. ah bir açsanız o argümanları, nasıl bir maloğlumal olduğunuz
ortaya çıkacak. nasıl bir asosyal ve gerizekalı olduğunuzu cümle alem
bilecek. ama dedim ya, bilerek açmıyorsunuz.
her şeyin dolusunu
sırtlıyorsunuz avradını sikeyim. hatta bak, yeri gelmişken bir menkıbe
anlatayım. vakti zamanında az bir şey kafadan kırık bir ihsan abimiz
vardı. mahallenin en sevilen karakterlerindendi ihsan abi. nerede bir
cenaze olsa küreği, kazmayı alıp koşardı mezarlığa. imamın tarif ettiği
şekilde mezarı kazar gelirdi mahalleye. cenaze merasiminde ise kimse
sırtlaması için ona vermezdi tabutu. merhum defnedilir, herkes eve
dönerken bir bakardım tek başına boş tabutu ihsan abi sırtlamış geliyor.
o zamanlar 14-15 yaşındaydım. yarı şaka yarı ciddi yaklaşır, "abi bu
tabutların boşunu da hep sen taşıyorsun" derdim.
tabutun altından
kafasını uzatır, gözleri kısıp küfrederdi, "bu amına koduğumun
dünyasında tabutun bile dolusunu omzumuza veren yok, her şeyin boşu
sırtımda kambur."
el atıp getirirdik tabutu caminin deposuna.
o
gün bugündür bir çok kez aklıma gelir bu olay. nerede insan
kriterleriyle ilgili bir şey duysam, görsem, okusam... hep aklıma boş
tabutu mezarlıktan tek başına geri getiren ihsan abi gelir.
sizler,
yani insanları boyundan, sikinden, taşşağından, götünden, göbeğinden
ibaret görenler... ulan vermezseniz ki dolu tabutunuzu omuzlayalım şu
siktiğimin dünyasında. boş tabutlarınız ise sırtımızda kambur. nerede
hava atmalık bir şey var, en başta siz mendil sallıyorsunuz. nerede
piyasa olma ihtimali olan bir şey var, en ateşli savunucusu sizsiniz.
nerede az bir şey kaymak var, elinizde balla koşuyorsunuz.
kapmışsınız
her bir köşeyi. kapmışsınız her bir değeri. kapmışsınız her bir olguyu.
bizlerse sik gibi kaldık amk dünyasında. varsın öyle olsun. neticede
bir gün siz de bizi sırtlanıp götüreceksiniz mezara. tabutumdan sol
elimi dışarı çıkarıp hepinizi şöyle selamlayacağım ama...