29 Ekim 2013 Salı

insanları boy ve kilosuna göre değerlendirmek

çakallığın en yavşak hali.

ya sizin algınıza ve cibiletinize sokayım ben. aklınız fikriniz yarrak kürek işlerde. yok bilmezsen şunun boyu, bunun siki derken kendi kendinizi deli edip mallaştınız. gerçi zaten maldınız da, bu eylemlerden sonra iyice elde kaldınız.

oysa siz boyu uzun bir erkekten bahsederken konuyu bilerek açmıyorsunuz. ya da uzun boylu bir kızdan bahsederken. hep aynı cingözlük, hep aynı çakallık. ah bir açsanız o argümanları, nasıl bir maloğlumal olduğunuz ortaya çıkacak. nasıl bir asosyal ve gerizekalı olduğunuzu cümle alem bilecek. ama dedim ya, bilerek açmıyorsunuz.

her şeyin dolusunu sırtlıyorsunuz avradını sikeyim. hatta bak, yeri gelmişken bir menkıbe anlatayım. vakti zamanında az bir şey kafadan kırık bir ihsan abimiz vardı. mahallenin en sevilen karakterlerindendi ihsan abi. nerede bir cenaze olsa küreği, kazmayı alıp koşardı mezarlığa. imamın tarif ettiği şekilde mezarı kazar gelirdi mahalleye. cenaze merasiminde ise kimse sırtlaması için ona vermezdi tabutu. merhum defnedilir, herkes eve dönerken bir bakardım tek başına boş tabutu ihsan abi sırtlamış geliyor. o zamanlar 14-15 yaşındaydım. yarı şaka yarı ciddi yaklaşır, "abi bu tabutların boşunu da hep sen taşıyorsun" derdim.

tabutun altından kafasını uzatır, gözleri kısıp küfrederdi, "bu amına koduğumun dünyasında tabutun bile dolusunu omzumuza veren yok, her şeyin boşu sırtımda kambur."

el atıp getirirdik tabutu caminin deposuna.

o gün bugündür bir çok kez aklıma gelir bu olay. nerede insan kriterleriyle ilgili bir şey duysam, görsem, okusam... hep aklıma boş tabutu mezarlıktan tek başına geri getiren ihsan abi gelir.

sizler, yani insanları boyundan, sikinden, taşşağından, götünden, göbeğinden ibaret görenler... ulan vermezseniz ki dolu tabutunuzu omuzlayalım şu siktiğimin dünyasında. boş tabutlarınız ise sırtımızda kambur. nerede hava atmalık bir şey var, en başta siz mendil sallıyorsunuz. nerede piyasa olma ihtimali olan bir şey var, en ateşli savunucusu sizsiniz. nerede az bir şey kaymak var, elinizde balla koşuyorsunuz.

kapmışsınız her bir köşeyi. kapmışsınız her bir değeri. kapmışsınız her bir olguyu. bizlerse sik gibi kaldık amk dünyasında. varsın öyle olsun. neticede bir gün siz de bizi sırtlanıp götüreceksiniz mezara. tabutumdan sol elimi dışarı çıkarıp hepinizi şöyle selamlayacağım ama...