27 Haziran 2013 Perşembe

doggy pozisyonunu çekici kılan detaylar

vay amını izanını sikiyim. ne güzel şeysin sen dagi sıtayl. bayılıyorum ulan.

karının biçimlendiği diz - dirsek pozisyonunu azgındırıcı kılan detaylar silsilesi moruk.

şimdi dolunayın kardeşi gibi beliriveren, nasırlı ırgat ellerle tokadlanmayı bekleyen haşmetli göd yanakları mı desem?

yoksa;

sırta yayılıvermiş güzelim saçlar mı desem?

yoksa;

gergin ve kırışık göt deliği ve dahi bunun altında yumuk yumuk duran lokum gibi amcık mı desem?

yoksa;

içerü göçürülmüş kavisli, iki yanından kavranası incecik bel mi desem?

yoksa;

hemen yan tarafta pembecik topuğu ve dahi dabanı yukarı bakar şekilde duruveren iki lezzetli ayak mı desem?

yoksa;

aşağı doğru sızmış da bir türlü akamamış iki damla meme mi desem?

ben ne bok yesem bilemedim erenler.

22 Haziran 2013 Cumartesi

yaşam tarzına karıştığımızı göstersin

şöyle anlatalım o zaman, bu ülkede 2 farklı tipte yaşam var, biri muhafazakar kesim, diğeri de muhafazakar olmayanlar.

getirilen yasaklar genelde diğer kesimin yaşam tarzına mudahale ettiği için bunu diğer tarafın görmesi pek mümkün olmuyor, gördüğünü de çok umursamıyor zaten.

anadoluda sıkı yönetim ilan etmediğin sürece birşeylerin yasaklandıgını anlamazsın zaten, küçük sehirlerde yaşam standarttır. sabah işe gider aksam eve gelirsin, en fazla haftada bir komsuya gider oturur sohbetini edersin, gençlerin gidebileceği kafe sayısı bile sayılabilir durumdadır. ve oralada doğal bir kültürel baskı olduğu için zaten kendi içinde yeterince kapalı yerlerdir.

evet, kabul etmek gerek turkiye genel olarak muhafazakar bir ülkedir. değerleri olan bir ülkedir. ama bu toplum değerleri olmaktan çıkıp yasaya dönüştüğünde bu resmen insan hayatına mudahaleye dönüşmeye baslar, çünkü çok ileri boyutlara taşınabilir.

yasaklara gelecek olursak;

--müdahale kürtaj mı diyorsunuz ?
emin olun hiç bir kadın kürtaj olmak istemez, ucunda ölüm olabilir, ucunda bir daha doğum yapamamak olabilir. bunun yanında kimse bir doktorun elinde bir aletle içinizi kazımasını istemezsiniz, düşüncesi bile kötü. ne kadar daha can verilmemiş olsa da bir çocugunuzu atmıs da olacaksınız. ama tüm bunları göze alıp bir kadın kürtaj yaptırmak zorunda kalıyorsa , bunun sebebi basit birşey değildir, tüm bunlara değecek birşeydir emin olun. kimse keyfi olarak kürtaj yaptırmaz.

su an kürtajı yasaklamadılar resmi olarak ancak çok kısıtlama getirdiler, artık bir bayan kürtaj yaptırmak zorunda kaldığında devlet hastanesine giderse , ona narkoz vermeden diri diri yapıyorlar işlemi ve çok kötü muamele ederek, devlet hastanelerini kendi mahalle baskılarına alet ediyorlar. son zamanlarda bunu yaşayan kadınların durumlarını internetten okuyabilirsiniz.
tekrar ediyorum, hiç bir kadın kürtaj olmak istemez, bu bir seçim ya da şans değildir, zorunda kalır insan. kimse bir tecavuz cocugunu doğurmak istemez. bir kadına hem tecavuz edip, tecavuzcusunu serbest bırakıp, ustune de cocugu dogurmak zorunda bırakmak tek kelime ile zulümdür.
son zamanlarda kadınlara karşı şiddetin ve arsızlığın artmasının sebebi tayyip'in yerli yersiz kadınlar üzerinden sanki bir metaymışız gibi ileri geri konuşmasıdır. "perdesiz ev" sözünü sokaktaki biri söylerse terbiyesiz diyerek geçebilirsiniz, ancak bir başbakan söylerse diğerleri başbakanı arkasına alarak kadına zülmetme hakkı bulur kendinde. imam osurursa cemaat sıçarmış bu bizim atasözümüz.
bir başbakanın insanların yaşam tarzına mudahale edecek sözler söylememesi gerekir.

-- sorun alkol mu diyorsunuz?
evet sorun alkol, siz içmiyor olabilirsiniz, ama bu siz içmiyorsunuz diye başkasının da içmemesi gerektiği anlamına gelmiyor. trafikte alkol ile yapılacak her turlu düzenlemenin arkasındayız. alkol alan trafiğe çıkamasın. haklısınız. ama ben gidip mekanda içiyorsam bundan size ne? ben siz neden şalgam içiyorsunuz diyor muyum ?
alkole ne yasak gelmiş derseniz: yeni işletmelere açılıp alkol ruhsatı almak isteyen işletmelerin nerdeyse hiç birine ruhsat verilmiyor. illa arada verdikleri var. ruhsatını yenilemek isteyenlere çok büyük zorluklar çıkarılıyor, ya da yenilenmiyor. bunun yanında belediyelerin sizin görmediğiniz işletmlere uyguladıkları baskılar var. bunları bir bar işletmecisi ile konusup en ince detayına kadar öğrenebilirsiniz. ve sırf bu yüzden artık bu işte dönen rüşvetin de haddi hesabı yok.

son gelen satış yasağına(düzenleme) girmeye gerek yok zaten.
kimse sarhoşları desteklemiyor, ama inanın sarhoş olup gidip karısını dövenler bunu her koşulda yapacaklar zaten. bu adamların alkol yasagına karsı olanlardan mı oldugunu sanıyorsunuz?
bu adamlar zaten alkolunu alıp arabasını bir boş alana cekip demlenip eve dönen insanlardan olusuyor. ki bunların kimler olduğunu söylememe gerek yok sanırım. bu adam ne kadar yasaklarsan yasakla içecek ve bunu yapacak.
sen bu yasağı bizim gibi gidip bir mekanda bir kadeh sarabı ile yemek yemek isteyen insana getiriyorsun. başka bahanelere sığınarak.

başbakan ülkeyi bir aşiret ağası gibi yönetmeye calısıyor.
bir aşiret ağası ne yapar, kim ne yapacak, ne giyecek, ne yiyecek ne içeçek tüm bunları belirler. kendisi içmiyorsa alkol alanı cezalandırır, kadınların kendi isteğine uygun giyinmesini ister , giyinmeyeni cezalandırır, konuşma tarzları yaptıkları, çalıaşacakları yerler her seye ağa karışır ve herkes ağayı dinler.
şu bilinmeli, başbakan bizim ağamız ya da babamız değildir.

kıyafet yasagı
perdesiz evden başlamıstık zaten
thy ye gelen kılık kıyafet düzenlemesini, kırmızı ruj, dövme yasaklarını tek tek saymama gerek var mı ?
siz bir erkek olarak kırmızı ruj sürmediğinz için bu yasağı farketmediniz elbet.

peki ya hakaretler ?
bir başbakan açıkça sunu söyleyebilir mi ?
kimse kızının başkasının kucagına oturmasını istemez. ne demek bu ? şu an turk kızları kucakta mı geziyor ? bu kendi gibi yaşamayan insanlara hakaret değil midir? bu yine yukarda söylediğim. imam osurursa...
bu söz ahlaksızlıktır. bu bir zamanlar insanların "komunist kadınlar cadırır o yuzden tırnak uzatıyorlar" demesi kadar saçma ve iğrençtir.

peki ya tebrikleri kızınız hamile mesajı ?
ne şekilde hamile kalırsa kalsın bu baba ile kız arasındaki mevzu değil midir? bunu bir kızın babasına/annesine kendisinin söylemesi gerekmez mi ?

ya da artık hasta kayıtlarında tutulan bakirelik bilgisi ?
bu devletin niye umrundadır? neden aile hekimine gittiğinizde doktorun böyle bir form doldurması gerekir ? bu açıkça baskı ve fişleme değil midir?
bu form gerçek.

peki medya yasaklarına gelelim
pkk haberleri yapmayacaksınız -- ?
reyhanlı'ya gelen yayın yasağı --?
7 gazetenin aynı manşeti atması --? haberlerin tek elden servis edildiğini göstermez mi
bunlar cok ortada açıkça olan seylerdi, peki ya yazarlara, tv programcılarına yapılan sürgünler, hukumetin yaptıklarını anlatan kanalların kapatılması, bunlar toplumun bilgi almasına konan yasak değil midir?

peki ya sanata getirilen yasakları, yıllarca tiyatro, sinema vb amaçlar ile kullanılan salonların yıkılıp yerine avm yapılması,yıkılmadan yerine nikah salonu yapılması ?
sanki 80 dönemindeymiş gibi siyasi her dokundurma yapan tiyatro oyunun ceza alması ya da gösterimine izin verilmemesi?
sabahları gizli gündem haberleri okuyan radyo/tv programcılarının her ay en az 1 mahkemeye cıkması ya da yayın yapamaması ?
kendi işlerine gelmeyen kitapların yasaklatılması ya da toplatılması ?
şeker portakılının bile müstehcen sayılması ?
bunlar beyne getirilen yasaklar değil midir ?

şimdi bunların hepsinin karşısında iyi de türban da yasaktı gibi bir cümle ile geliyorlar. bu en kaba tabiri ile sidik yarışı mıdır ? siz yasakladınız biz de yasaklayacagız mücadelesi mi, turban özgürlüğünü getirdlier, güzel de oldu, e daha niye diğer tarafı yasaklıyorsun. iki tarafın da özgür olabileceği bir platform olamaz mı yani? bir başbakanın böyle bir sidik yarışına girmesi doğru mu ?

yasakları görmüyor olmanız olmadığı anlamına gelmiyor.
başbakan ile ters düşecek bir sey konuşmuyor, izlemiyorsanız, okudğunuz kitaplar belli yazarlardan oluşuyorsa, ya da yasaklanan kitaplar zaten hiç size hitap etmemişse, o radyo programcısını hiç dinlememiş ya da tv programcısını izlememişseniz, hiç ruj sürmeniz ya da kürtaj olmanız gerekmemişse, zaten alkol kullanmıyorsanız ve zaten 3 çocugunuz varsa ve en başında erkekseniz, "kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek çıkıyor" denen grupta değilseniz, bir mekan işletmiyorsanız ve daha niceleri... yani eger başbakanın istediği aile formunda yaşıyorsanız evet size gelen bir yasak yok.
ancak biz başbakanın ailesi gibi yaşamak istemiyoruz, bizim kendi yaşam tarzımız var dediğimiz noktada adım adım yasaklara takılıyoruz.
bu yasakların hepsi yasa ile yapılmıyor, belediye düzenlemeri ve mudahaleleri ile de yapılıyor.

biz bu başbakanın kürsüden söyledikleri ile, alt metinleri okuyarak söyluyorum, orospu da olduk, ayyaş da olduk, atesit de olduk, vatan haini de olduk, cibilliyetsiz de olduk.
onun gibi yaşamadığımız için bunca hakareti hak etmedik. ne olursa olsun türküz, aynı toplumdayız ve koruduğumuz savunduğumuz değerlerimiz var.
ancak bu değerler içinde farklı hayatlar yaşıyor, farklı şeyler dinliyor izliyoruz. bu iki taraftan birinin yanlış yaşadığı anlamına gelmiyor, herkes kendine göre doğru olan hayatı yaşıyor. yaşam tarzları yasa ile oturtulamaz.
insanların düşünmesi korku imparatorluğu kurularak engellenemez.

taksimde 1 mayıs kutlamalarında dediler ki çukura düşersiniz, 1 hafta sonra galasaray düşmedi, daha öncesinde mehter takımı düşmedi, 1 ay sonra çapulcular düşmedi (1 çift düştü) . bu kutlamay yasağı değil midir?
miting alanı dışında eylem yapamazsınz dendi, insanlara inanılmaz bir müdahale yapıldı, havaalanı miting alanı mıydı ?

taksime çıkan tüm ulaşım kapatılırken, havaalanına giden her ulasım cesidi açıldı, ankarada her yol sincana çıkar dendi.
bunlar belirli bir zümreye yapılan kısıtlamalar değil midir ?

peki ya okullardaki seçmeli dersler? tek tek anlatmalı mıyım ?

tüm bunların yanında su cümleyi de hatırlatmak istiyorum
--size oy verip alkol alanlar da var, onlar da mı alkolik ?
--hayır , onlar alkolik değil

özgürlüğünüz, sıfatınız destekleyip desteklememenize göre değişiyor.

yazan :

20 Haziran 2013 Perşembe

ilk seksimi kalorifer peteği ile yaptım 

aralıksız 7 posta atıcağınız hikayeme başlıyorum.3 ocak 2005 yılı.16 yaşında zıpkın gibi tuttuğunu koparan bir delikanlıyım.o yıl hiç yağmadığı kadar kar yağmış. dışarısı buz gibi. odamı sımsıcak kaloriferim ısıtıyor.kaloriferim oda penceremin hemen altında.bir saniyeliğine dışarı bakmak için yöneldim ve sikimde bir anda bir sıcaklık hissettim.ilk önce ayaklarımın bağları birden çözüldü. yere düşer gibi oldum.

sonra hemen toparlandım. birazcık erekte olmuştum. kaloriferime o dakika her zamankinden farklı baktım. yavaşça yaklaştım.yavaştan yavaştan peteğin arasındaki boşluklara sürtmeye başladım.daha önce hiç sikilmemiş bir liseli amcığı kadar sıcaktı kalorifer peteğim. gavur amı gibi yanıyordu. sikim o anda kalp gibi atmaya başladı.ilk başlarda ne yapıcağımı bilemedim. sonra hemen odamın kapısına koştum ve kapıyı kilitledim. 

rüyalanmadan kalma biraz döllü ve biraz sidik olan beyazdan sarıya dönüşmüş donumu da sıyırdım. radyo da güzel bi fm açtım.ilk önce bunu gerçekten yapıp yapmak isteyip istemediğimden emin oldum.çırılçıplak vaziyette bunu düşünüyordum. aynanın karşısına geçtim. alnımdaki bir sivilcemi patlattım. iltihabı yağlı saçlara sürerken saçları arkaya doğru attım ve karizmatik bir bakışla, evet bunu yapıcam bebeğim dedim. dimdik olmuş malafatımı kalorifer peteğine şaaak diye sapladım ve ileri geri pompalaya başladım.deli gibi pompalıyordum.

 ellerimle de kaloriferimi okşuyordum. ileri geri yaparken kalorifer göbeğimi yakıyordu ama zerre umrumda değildi.çok güzel bi manzara vardı karşımda da.kar her yeri yorgan gibi kaplamıştı. sokak lamları geceyi aydınlatıyordu.5 dakika pompaladıktan sonra boşalıcağımı anladığım zaman sikimi çıkarıp bir güzel boşaldım.bir sigara yaktım ve yatağıma uzandım.kaloriferime baktım. tekrar yapmaya hazır mısın dedim ve o gece bikaç posta attıktan sonra ertesi gün ilk milli oluş hikayemi sınıfımdaki bütün arkadaşlarıma anlattım.


15 Haziran 2013 Cumartesi

kezbanların anlaşılmaz işaret dili analizi

malum kezbanlar her yerde ve anlaşılması zor olan bu alt primat türlerinin kelime dağarcıkları o kadar sığ ki ifade etmek istediklerini işaret diline dökmüşlerdir. bugün birkaç kezban işaret dilini irdeleyeceğiz katkı sunmaak isteyen olursa memnun olurum ayrıca.

-evet başlıyoruz ilk işaret soru işareti-

? = evet basit bir soru işareti olduğuna aldanmayın. kezban bu işaret yaptığında doğumunuzdan bugüne dek geçmişi sorgulamanız gerek, o kadar anlam yüklü ki ne dedi diye sorgulayın kendinizi analitik düşünün sorgulayın nirvanaya erip kendinizi bulduğunuzda bu işareti yapan kezbana cevap verin.( allah kimseyi bu işaret ile muhatap etmesin..)

-ikinci işaretimiz ünlem işareti-

! = bu işaret ile muhatap iseniz yandınız çok zor durumdasınız kezbanın hiddeti ile imtihan ediliyorsunuz demektir. kim bilir ne masumane bişey söyledin de kezbanın nöronları arasında ki bağlantı kopukluğu ve beyin kıvrımlarının az olmasından mütevellit yanlış anlaması sonucu celallenip kükremiştir. bu işaret yapan kezbandan uzaklaşıp kaçamıyor isen yapacağın izahat boşuna en iyisi kendi yaşamına son vermek. ( bu uğurda nice delikanlı telef oldu ruhları şad olsun )

-üçüncü işaretin ben ne olduğunu henüz kavrayamadım ama izah etmeye çalışacağım-

:/ = muhtemelen kızmış ile üzülmüş arasında bişey. kezban dediğimiz dişi neandertalin algısını burada çözmek zor ya filozof olup derin düşünerek cevap arayacaksın yada psikiyatrik yardım alarak bu işaretin etkisinden kurtulmaya çalışacaksın (zor gerçekten çok zor. )

-dördüncü işaretimiz gülücük-

=) evet bu gülücüğe maruz kaldıysanız kezban sizi kendine bağlamak için şirinlik peşinde olacağının kanıtıdır. akabinde gelişecek olayların başlangıcı bu sinsi gülücük. önce böyle güler sizi kandırır ve tripler nazlar gösterip elletmemeler vs bir çok işkencenin ilk adımıdır. kanmayın buna... ( buna kanıp telef olan onca insan var şehit mertebesinde olduklarına eminim)

-beşinci işaretimiz buruşuk surat-

:s = kezban dediğimiz eşref-i mahlukatın kafasının karışık olduğunun ifadesidir. bir kezbanı anlamak için çaba sarfetmeyeceksiniz dimi.. zira bir kezbanı anlamak atomu parçalamaktan daha zordur. ve bu işaret bir çok şifreli kelimenin yanında kullanılarak farklı anlamlar almaktadır örneğin : yhaaa :S , ufff :S , snane :S , skcek bni :s

evet bu 5 işaret kezbanın ifade etmek istediklerinin %50'sini oluşturur. şimdi siz bunları yaptınız cevapladınız yada kaçamayıp maruz kaldınız sonucunda ne olacak ?

uff snn be slk :s evet alacağınız karşılık bu niye mi ? çünkü kezban algılamak için değil size işkence etmek dna'sına işenmiş bir türdür.

allah/yahova/gök tengri/buda/vs.. bizleri kezbanlardan sakındırsın

12 Haziran 2013 Çarşamba

gençliğin elinden alınan özgürlükler

1. haber alma özgürlüğü (akp medya karartma döneminde oldu)
2. 18 yaşın üstündeki gençler için internetten porno izleyebilme özgürlüğü (bir tib eseridir)
3. sevgilinle kamuya açık yerde -baskıya uğrama tehditi altında olmadan- el ele gezebilme veya öpüşebilme özgürlüğü (önceleri taşralı otobüs şöförleri tarafından uygulamadayken ankara metrosu olaya el atıp resmi bir kimlik kazandırdı)
4. güzel bir bahar gününde dükkanının önüne masa koymuş bir kafede bira yudumlayabilme özgürlüğü (son yasa)
5. 18 yaşından büyük 24 yaşından küçük gençlerin bir takım alkol satılan konser-festivallere giriş özgürlüğü engellendi (bkz: alkollü partilerde 24 yaş sınırı)
6. fişlenmeden ertesi gün hapı alabilme özgürlüğü (bkz: ertesi gün hapı kullananların fişlenmesi)
7. hükümet kanadından baskı görmeden seküler hayat tarzlarını devam ettirebilme özgürlüğü - başbakan'ın bizzat telefonla santral istanbul'u arayıp "öheamuğa goyağım eyübsultanda bira mı satılır?!" diyerek festival dizaynına son dakikada müdahele edebilecek güce ulaştığını sinyallemesi ileriye yönelik özgürlük kısıtlamaları konusunda önemli bir sinyal.
8. "işsiz güçsüz bir politikacının taaruza geçmesi tehditi olmadan sevdikleri bir diziyi izleyebilme özgürlüğü" (bkz: behzat ç.) (bkz: muhteşem yüzyıl)

bunlar direkt olarak alınan özgürlükler; bir de başlatılmış bu özgürlük taaruzu ve seküler hayat biçimine yönelik cihadın gelecekteki haline yönelik güçlü sinyaller veren bir takım noktalar var:

a. "içeceğseniz evinizde içiğ hamuğa koyiim" gibi seküler hayat tarzını benimsemiş insanların kamusal alandan izolasyonunu sinyalleyen bir cümlenin devletin en yüksek mertebelerinden birinde bulunan birinin ağzından çıkması var oluş kaygısını tetiklemiş olabilir.

b. hükümetin anti-seküler cihadından güç alan sikimtrak milli eğitim müdürlüklerinin "o baloya dekolteli gidilmesin" tarzında hazırladığı resmi yazışmalar

c. askıda olan zina'nın suç olması ve kürtajın yasaklanması gibi potansiyel uygulamalar ise bir kesime yönelik cihad hareketinin sembolleşmiş yaptırımları.

d. sünni müslüman olmayan herkese hükümet kanadından gelen -düşmanlığa varan- beyanatlar: ateistler, alevilere yönelik akp'li politikacılardan gelen beyanatlar. akp'nin vietnam'ı (bkz: suriye) sonrası partide artan mezhepçi refleksler ve insanları sünni ortodoksiye çekme yönündeki devlet mobilizasyonu

e. üç çocuk vb. gibi beyanatlar ve "sen doğur devlet bakar" gibi söylemlerle kadının amı üzerinde tahakküm kurmaya çalışan bir milli görüş hareketinin varlığı ve bunun kadınlara erken emeklilik gibi iş gücü politikalarıyla desteklenmesi (kadının iş gücüne katılımın oranı bakımından oecd'de son sıralarda bulunan bir ülkede)

f. alkol problemi var olmamasına rağmen dünya üzerinde hiç bir ülkede olmayan ağırlıkta draconian bir içki düzenleme pakedinin geçirilmesi. (bazı ülkelerde bir kısmı var, ama hepsi bir ülkede yok) (bkz: #34487721)

g. siyasi erkin giderek merkezde toplanması sonucu bir takım politikaların sonuçlarıyla direkt olarak yüzleşen insanların bu konuda yapabilecek bir şeylerinin bırakılmaması - gezi parkı bunun sembolü

h. 1970'lerdeki dsme referans vererek homoseksüelliğin bilimsel olarak hastalık olduğu gibi bir yalanı resmi devlet söylemi yapabilecek kadar büyük bir şuursuzluğun normalizasyonu.

ve en önemlisi:

--> çoğunluğun meşruiyetini sağlamış bir hükümetin katılımcı ve liberal demokrasiye geçmemekteki ısrarı, (seçim barajını bile düşürmüyorlar parti programlarında olmasına rağmen, chp'nin getirdiği barajın düşürülmesi yönündeki teklifi reddettiler) güçler dengesini tamamen yok ederek (ve bunu 12 eylülcülerle hesaplaşacağız şeklinde bir yalan sayesinde yaparak) oklokrasi ile otokrasi arası bir yönetim biçimine geçmesi, ve bunu başkanlık sistemi gibi teyib'i putinleştirecek bir düzen ile perçinlemek istemesi. bu, tasavvur edilebilecek veya edilemeyecek her türlü bireysel özgürlüğü direkt olarak tehdit eden bir şey.

bonus: rejimler ve özgürlükler konusundaki en saygın think tank'lerden biri olan freedom house'un türkiye'nin notunu 2013 yılının şubatında free'den partly free'ye düşürdüğünü biliyor muyduk?
http://www.freedomhouse.org/sites/default/files/FIW%202013%20Booklet.pdf