devam ediyor..
yurtta baya baya bayram telaşı var. küçükler büyüklerin ellerini öpüyor,
büyükler küçüklere türlerin kökeni armağan ediyor. baya neşeliyiz. o
anda abi lobiye fırladı ve on beş dakika içinde herifin geleceğini
söyledi. iyi amk dedik geçti herkes yemekhaneye. bekliyoruz gavatı. bi
10 dakika sonra geldi bu. amk hoca hoca dediler herif 21 yaşında. yaşlı
ateist olmaz sözüne bir kez daha güvendim. herifin posterine de yalçın
abinin yaşlandırma tekniğini uygulamışlar, yaşını çakozlayamamıştım
ordan.
neyse geldi kuruldu bu sandalyesine başladı konuşmaya.
- arkadaşlar merhaba. hepinizin bildiği gibi allah yok, din yalan. ( gülüşmeler )
amına koyarım dedim senin. devam et hele.
- burada sizin kafanızı ütülemekten çok kafanıza takılan sorulara basit
cevaplar vermeye geldim. kendimi tanıtmam gerekirse, ateizm yoluna
kendini adamış bir fukarayım. beni bilenler bilir, bir odada kuru
ekmekle yaşarım bunu söylemekten hazzetmesem de. ateizm öyle bir
mekandır ki ona 4 farklı kapıdan girilir. şeriat tarikat marifet hakikat
kapıları.
lan noluyor amına koyayım herif tasavvufa copy paste çekmiş resmen.
- bu kapılardan giren 4 farklı kişi ateizmi farklı görür. dolayısıyla
ateizmin 4 farklı anlamı vardır, bizim amacımız sizlere esas, hakikat
anlamını kavratmak. dilerseniz şimdi sorulara geçelim.
bi alkış kıyamet koptu dedim noluyor çanakkale zaferinin yıldönümü mü.
dur amına koyayım sorulara başlamadan kıllığımı belli etmek için bi oyun
oynayayım dedim elimi kaldırdım.
- evet genç kardeşim.
- hocam öncelikle hoşgeldiniz. bir şey dikkatimi çekti, konferansa
başlarken atatürk ve aziz şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunmadık
ve istiklal marşı okumadık. bunda bir kasıt aramalı mıyım?
ahaha bizim yurt abisinin kaşı gözü oynamaya başladı amk hocanın arkasında. iyi oldu ibnenin dölüne.
- bunu hatırlatman çok iyi oldu, unutulması büyük talihsizlik. hemen telafi edile.
havaya girdi amk.
ve sorular başladı. berksan ibnesi dikkat çekmek için elini kaldırdı hemen.
- hocam allah varsa neden afrika'da çocuklar ölüyor?
- evladım, biz allah yok diyoruz sen çok yanlış geldin galiba.
aahhaha amk evladı ya herifin tüm kan sikte toplanınca sonuç bu oluyor. başka bi piç elini kaldırdı.
- hocam ateizmin yurt sathındaki durumu nasıl?
- evladım devletin çoğu kurumu ateizme sempati duyar halde. son yıllarda
özellikle aydınlanmanın ışığında ateizm büyük güç kazandı. gerek
hocaefendinin emekleri gerekse de aziz milletimizin gayretleri sonucu
bugün ateizm çok güzel yerlerde.
hocaefendi kimdi la?
- hocam bildiğiniz ateist fıkrası var mı?
- bir gün bir ateist bir de müslüman iki arkadaş uçağa binmiş. bir zaman
sonra uçak düşmeye başlamış. müslüman her şeyi bırakıp ateistin dua
edip etmeyeceğini gözlemlemeye koyulmuş. ateist de usulca gidip paraşütü
almış ve uçaktan atlamış
ulan amk evladı düşen uçakta nasıl " usulca " hareket edersin? ha?
piç.
derken elimi kaldırdım.
- hocam merhaba yine ben. ateist olmasanız ne olmak isterdiniz?
- yine ateist olmak isterdim.
- siz baya baya bu yola başkoymuşsunuz öyle mi?
- ateizm boş bir tuvaldir resim yapmasını bilene.
- bu bildiğimiz ateizm değil mi?
yurt abisi öne atıldı o sırada.
- evet arkadaşlar bu kadar soru yeter. hocamızı da çok yormayalım.
isteyen olursa hoca'nın yeni çıkan kahpe isimli kitabını alabilir, malum
o kitabı satın alacak mallara ihtiyacımız var.
hoca da geldi geçti yurttan işte böyle. gel zaman git zaman ramazan
geldi çattı. elbette müslüman alemine geldi ramazan, bizim hayırsızlara
değil. velhasıl kelam ramazan gelmeden birkaç gün önce yurdun panosuna
bir yazı asıldı.
" suruç tutmak isteyen ateistlerin danışmaya isimlerini vermesi rica olunur. "
suruç ne amına koyayım? olayın boku çıkmış gibi. gittim vardım danışmaya.
- pardon suruç nedir?
- aa bilmiyor musun? suruç 1 ay boyunca günde en az 5 öğün yemek yemektir.
- niye?
- bilmem biz ateistler böyle yaparız.
- mantığı ne yani?
- bilmiyorum böyle söylendi bize, hocalara sor istersen.
vay amına koyayım işin iyice suyu çıktı. ucu bize dokunmasa bari.
her yeri bi suruç telaşı sardı amk. millet evlerinden getirdiği
yemekleri seferberlik ilan edilmişçesine depo ediyordu. ulan suruç
tutmasak bi dert, foyamız meydana çıkacak. tutsak da bi dert, ben günde 2
öğünle doyan insandım. her öğün azar azar yerim amk diyerek niyet
ettim, suruç dönemi böyle başlamış oldu.
ilk gün, 10 saat boyunca yemekhanede takılmak zorunluydu. kapılar
kilitlendi, sofralar tıka basa donatıldı. paso açık büfe ye yiyebildiğin
kadar. mahalle esnafını da ateist yapmış bu piçler paso onlardan yardım
gelmiş yurda. her yeri ele geçirmiş sanki amına kodumun ateistleri.
neyse yedik yemeğimizi tıka basa. yemek bitti derken herkesin önüne
yığınla güllaç getirildi. bir de onu kaşıkla.
suruç dönemi sonunda bayram olduğu ve bu bayramda yurdun avrupa'ya bir
gezi düzenleyeceği öğrenildi. yaşadık amına koyayım ilk defa bi hayrını
görecektik ateizmin. melis'le de arayı baya soğutmuştuk belki sıcak
paris gecelerinde bi yakınlaşma ihtimali doğabilirdi.
ilk durağımızın ingiltere olduğu öğrenildi. amk ne biçim ilk durak bu
gidip de avrupa'nın en uzağından başlıyoruz, yakıt israfı. neyse dedim
bu ateist piçlerin bir bildiği vardır. meğersem dawkins'i ziyaret
edecekmişiz. iyi gidelim bakalım.
hey gidi avrupa be. adamlar sağlam medeniyet kurmuş beyler, uçaktan öyle
gözüküyordu. neyse ingiltere'Ye sağsalim ayak bastık, ben alışkanlıktan
eğildim toprağı öptüm. berksan hemen atladı:
- napıyorsun bokarca?
- doğa anayı öptüm berksan noldu?
siktir git amına kodumun evladı.
her neyse gittik oxford üniversitesinin kapısına dawkins'i görmeye.
kapıdaki görevli kimlik soruyor. ulan dedim burası beyazıt mı al işte
içeri turist olarak geldik. hık mık ettiyse de aldı sonra.
velhasıl kelam vardık dawkins'in kapısına. dawkins zorlu bir ateistti fakat ben onu yola getirmeye çalışacaktım.
dawkins'i bilirsiniz tüm ingilizliğiyle konuşur ingilizceyi. hatta bir
konferansta kendisi de dem vurmuştu üst dudağının hareketsizliğinden.
içeri girdik, ilkokul çocuğu gibi dizildik karşısına. well, well diyerek
süzüyor bizleri. bizim yurt abisi ateizme olan katkılarından dolayı
dawkins'e sikindirik bi ödül verdi. amına koyayım tahta heykeli altın
suyuna batırmış herife kakalıyor. yavaştan söz almam gerekirdi artık.
kısa ve öz konuştum.
- ya yanılıyorsan?
durdu bi. sağa baktı sola baktı. rafa gidip birkaç kitap karıştırdı.
sekreteri aradı iki türk kahvesi söyledi. daha sonra başının ağrıdığını
bahane ederek odadan koşarak çıktı.
şimdi birtakım zeki arkadaşlar şu videoyu getirecek bana.
https://www.youtube.com/watch?v=-uswy7r9KfA
bu video benim dawkins'e olan sorumdan sonra çekilmiş bir düzmecedir.
herif cevabı iyice düşündükten sonra böyle bir oyun tezgahlamış.
oradan çıktık şehrin ateizm müzesine gittik. dawkins sponsorluğunda
açılmış. girdim içeri amk merak da ettim ateizm müzesinde ne olabilir
deyu? etrafı camla kaplanmış bir taş karşıladı beni ilk olarak. altta da
ingilizce açıklaması var. ulan ben ingilizceyi simple past'ta bırakmış
adamım. çağırdım abiyi anlat dedim.
- buu, dedi. tanrı'nın kaldıramayacağı bir taş.
- nası oluyo yani?
- ya şimdi tanrı yok ya, dolayısıyla hiçbir taşı kaldıramaz. bu da sıradan bir taş bunu da kaldıramaz.
vay dedim sizin aklınızı sikeyim, yapacağınız işin amına koyayım.
devam ettik biraz daha. camlanmış bir sakal gözüme çarptı. açıklamaya
baktım, darwin marwin diyo tamam dedim. herifler kendilerine has bir
sakal-ı şerif imal etmişler.
biraz daha ilerledik, 2-3 tane maymunumsu-insanımsı fosil çıktı
karşımıza. bir baktım yurt abisi ağlamaya başladı. noldu abi iyi misin
derken bu açıklamaya koyuldu.
- bunlar hepimizin atası olan yüce varlıklar, duygulandım biraz.
- e bu kemikler plastikten.
- gerçek değil tabi ki bunlar, esinlenerek yapılmış.
- e sen niye ağladın o zaman?
- üstüme gelme bokarca durgunum bu aralar.
herkes ayrı manyak.
bir sonraki rotamız isviçre oldu. abi bize orada ezansızlığın ne kadar
kıymetli olduğunu anlattı, kendince. daha sonra ateist nüfusu bir hayli
fazla olan norveç'e gittik. güneşi gördüm filmindeki yel değirmenlerini
gördüm, iyi oldu. genel kültür babında.
avrupa turumuz bittikten sonra abi bize ufak bir sürpriz hazırladığını
söyledi. buradan yurda dönmüyormuşuz, dosdoğru amerika'ya okyanus
ötesine gidiyormuşuz. yehuuuuu.
iyi de niye?
orada ateizmin en büyük üstadı varmış, o bize el verecekmiş.
yazan: bokarca
to be continued..
devamını bekliyoruz
YanıtlaSil