daha dünyaya gözümü açmadan başlamış bu bende. hani lööp diye açamıyoz
ya gözümüzü, az biraz sonra açıyoz, yumuş yumuş gözlerle ağlıyoz
zırlıyoz.. (benim ebemin taa götüne koyiim..) lan daha bütün vücut
çıkmamış yaa. düşün arkadaş.. önce bi çıkarsaydın da götüme şaplak
atarken ''ouuy hanım abla galiba bebeğinizin bacağını kırdım yaa.. çııt
dedi şurdan..'' deseydin. anam da babama söyleseydi. babam da seni
oracıkta zikseydi.. ters mi çıkarmış hoşaf nedir..? bizimkilerde
cahilliğinden anlamamış, bu gerizekalı niye ağlayıp duruyo diye sorular
soruyolarmış. anam 19 yaşındaymış zaten de babam 24 yaşında herif..
doğarken ebe benim bacağımı kırmış lan.. 2. ay içinde doktora gitmişler,
doktor bu çocuğun bacaanı kırmışsınız olm siz demiş. napıyonuz çocukla
yavrum siz, bebek lan daha bu. havaya mı attınız da tutamadınız..? bacaa
ne kadar esniyo diye mi baktınız..? diye bizimkilere kızmış. kemik
yamuk kaynamış. şimdi yapamayız ameliyatı daha bebek.. 7 yaşında yeniden
gelin demiş. alçıya almışlar, ayak iyice sapıtmış gitmiş benim..
7 yaşında ilizarov yöntemiyle
ameliyat olacakmışım, kanımda bi değer manyamış, sapıtmış.. ölüyomuşum
amına koyiim masada.. zor kurtarmışlar. olamamışım. 10 yaşında geri
gelin demiş. diyarbakır'dayız, ankara gata'ya gidip duruyoz manyak
gibi.. babam sabırlı adammış valla. ne biçim yapmışız çocuğu deyip
atmamış.. aslında bi kaç kere ''bizim çocuğun sadece bacağında değil
bence sorun, beyni meyni de tam randımanlı değil sanki, de mi hanım''
minvalinde cümleler kurmadı değil.. neyse.. 1 senede 13 kere gidip
geldiğimi biliyom bak. babam bana 2 koltuk alırdı trende, ayağımı
uzatayım diye. bi keresinde sarhoş mudur nedir, uyandıydım, adamın
tekiyle göz göze geldim karşı koltukta. herif geldi, sen paşanın çocuğu
musun lan, ayaklarını uzatıyon deyip atarlandıydı, korktum.. koltuk
değneğiyle bi geçirdim adama, yere düştüm sonra, dengemi kaybettim.
sonra babam girdi adama falan. trende terör estirdiydik lan.. sarhoş
demişken, bi keresinde de tren garına yan komşumuz bırakacaktı. adam her
gün içen birisi. gara kadar sarhoş sarhoş getirdi. sonra annemin
kulağına eğilip trende fare çok olur, dikkat edin kızım dedi, annem de
gidesiye kadar ayaklarını koltuğun üstüne koyup, panda gibi gitti tee
ankara'ya kadar. fare dediği de hırsızmış lan, ne bilek. sonra tam tren
kalkacak, bu amca bunlara dokunamanızığk, dokunanı fururun, yiğeenime bi
şey olursa yakarım olm sizi falan deyip sözde koruyacağına rezil etti
kodu.. sonra tren kalktı, amca diğer durağa kadar bizle geldi.. manyak
ahmet amcam benim.
bi kızdan hoşlanmıştım, yaş 12.. saçımı
hayvanlar gibi jölelediğim zamanlar. sinüzit durumu bundan dolayı oldu
işte. burnum ayarı kaçmış göt gibi, sümükler sevişiyo içerde. ben bu
kızla cesaret edip konuşayım dedim, burnumda sümük baloncuk oldu, şişip
iniyo, inip şişiyo.. kız da gülüp, ağlıyo, gülerken düşündürüyo. hem
siktiri yedim hem bu travma yüzünden kızlarla konuşamadım kaç sene..
üniversiteye
gittiğim ilk hafta, yer bilmem, iz bilmem. yolda artis artis yürürken
ben bi tökezledim amına koyiim. ne düşebiliyom ne yürüyebiliyom. 4-5
koca koca adımlarla kafa önde saçmasapan bi tavır ve hareketle kendimi
toparlamayı başarabildim. ilk bulduğum sokağa girip, kendime güldüm.
oradan da sokağa bakıyom, biri bakıyo mu diye bi de..
yine
üniversitede hoşlandığım bi kızla muhabbet etmeye çalışırken pandik
yedim. anam deyip kıçımı öne aldım, kim bu manyak dedim. arkadaşım
zannettim. değilmiş. o da beni bi arkadaşına benzetmiş, ondan pandik
atmış. özür dilerim arkadaşım zannettim diyo. ne biçim bi arkadaşlıkları
varsa manyak bebelerin..
uzun yıllar sonra gittiğim okulumda
öğretmenimle konuşuyodum bahçede. işte inşaat mühendisi olduk sayenizde,
sizlerin eseriyiz gibi yalakalıklar yaparken suratıma hayvan gibi
abanılmış top yedim. yediğim gibi yere düştüm. toparlayamadım amına
koyiim kendimi. hani yumruk yersin ya, ağzın yamulmuş gibi hissedersin,
hocaya hehe ne biçim çarptı falan diyom.. ah şu gençlik yok mu falan
gibi saçmaladım. 3 sene önce kızların götünü elleyen ben değilim sanki..
bu
ameliyat sonrası bana gaz geldi basket oynadım bayaa bi süre. ama nasıl
oynamak. sabahın köründe giderdim, akşamdan ayranı buzluğa atar,
öğleyin de buz çözülür gibiyken içerdim, kemikleri geliştirelim,
''uzayalım'' falan diye. akşamda tee 22:00, 23:00 gibi eve gelirdim. 13
yaşından 18 yaşına kadar abandım durdum böyle böyle. yaşıtlarım
kesmiyodu artık, siz kimsiniz olm gibi havalanır dururdum. bi gün böyle
basket oynarken 2 metrelik bi adamla, artislik falan yaparken adamı
sinirlendirmişim galiba, adam benim bacaama bi girdi, bacak ortadan
ikiye ayrıldı amına koyiim. film falan çektirdik, benim uyluk kemiği
ortadan ikiye ayrılmış. karpuz gibi yarılmış kemik.. ben alçıya falan
alınır diyodum, platin taktılar lan. takmadan önce de bacağı asmak için
dizlerimden matkapla deldiler. neymiş, bacağa ağırlık takıp, asıcaz. lan
az önce kırıldı, nasıl acıyo amına koduklarım. matkapla delinip, metal
çubuk sokulur mu.? yanlarından vidalayıp, astılar. robocop oldum iki
dakkada.. ''uzayalım'' dedik, uzattılar iki-seksen..
hep derlerdi
babayla araba sürülmez diye. bizimki de asker. asabiydi o zamanlar.
rahat, hazır ol komutlarıyla gaza frene basıyom, düşün artık.. arabayı
ilk sürüşüm.. gayet güzel gidiyoduk. köpeğe çarptık amına koyiim. ben
köpee çarpınca babam da bana çarptı. durdur lan arabayı dedi. bak araba
böyle sürülür deyip artislik yapıyo.. başka arabaya çarptı o da. burada
babamın cenabetliği mi benim mi bilinmez.. bi daha bok sürersin bu
arabayı dedi. ilk ve son sürüşümdü uzun bi süre. arkadaşlarınkini
sürüyom ama travma yaşamışız.. korkuyom lan bildiğin.. 5 dakka sürüp
bırakıyom. 2 sene önce babama vahiy geldi. hadi araba sürelim dedi.
bomboş yerde, gayet güzel sürerken tekerlek patladı. şansımı sikiim..
arabasına almıyo artık bizim peder. nereye gidersek aileyle, onlar
arabayla ben otobüsle gidiyom..
öss'de şansım güldü dedim. bi
arkadaşla aynı sınıfa ve aynı kitapçığa düştük. gerizekalı eşit
ağırlıkçı, ben sayısal.. adam matematikten soru istedi bi kaç kere,
sallamadım. silgi parçacığı attı falan. döndüm, olm yakalanırsak
sikerler, sus lan gibi işaret ederken yakalandım, ilk sene göte geldim..
bizimkiler dahil kimseye demedim. hala da bilmez kimse..
finalden
13 alacağım sınava sabaha kadar çalıştım. sınavın ortalarına doğru
uyumuş kalmışım, 9 aldım, kaldım amına koyiim. okulda nam yaptıydım..
mukavemet
diye ders var inşaat mühendisliğinde. o dönem 12 ders alıyodum. o günde
3 tane sınav vardı.. hepsine hayvanlar gibi çalıştım.. mukavemet
vizesinde 4 tane a3 kağıdı verdim.. sonuç 05.. yine nam yaptım okulda.
taşak olsun diye hocam 95 puanı nereden kırdınız dedim, yavrum 5 puanı
ad soyad yazanlara veriyoz zaten dedi. bi de bildiğin bütün formülleri
yazmışsın, benim hatırlamadığım bi formül vardı, onu hatırladım sayende
diye taşağın kralını geçti..
lisedeyken arkaya attığım sakızın
belli mi olur arkadaşın götünün altına düşer yapışır, güleriz dedim,
sakız benim götüme yapışmış. hoca tahtaya kaldırınca kalkamadım.. durumu
farkettim. zorlayıp kalktım. hoca sinirliydi biraz. mecbur gittim
tahtaya. götümde de sakız sallanıyodu doğal olarak.. yürü çabuk tuvalete
dedi, arkadaşta yardım ediyim hocam demiş, geldi. olm çok iyi bi yöntem
biliyom, domal dedi. götüme sıvı sabunu boşalttı. suyla da bi güzel
köpürtüp, sınıfa kaçtı.
üniversitede hayvanlar gibi hasta
olmuştum. burnunum içinde mukuslar sevişiyo, erken boşalma var onlarda
da, boşalıp boşalıp çıkmak istiyolar.. peçeteler sarmış dört bir yanımı.
bi hatunla dışarı çıkıcaz. sevgilim değil ama ilik gibi hatun.
teklifini geri çevirmemek olmaz. çıktık, bi bakkala girdik, sigara falan
alıp para yerine türbe yeşili peçeteyi verdim bakkala. adam suratını
ekşitip, manyak mısın kardeşim dedi. pardon ya dedim. elimi nereye
atsam, yeşilin bütün tonlarında peçeteler çıkıyo. kız uzaklaşmaya
başladı benden. neyse parayı verdim. oturduk bi mekana. adama şöyle
gribe, nezleye iyi gelen bi şey yapın gözünüzü seveyim dedim.. herif
gitmiş, koca karı ilacı yapmış. içinde bi sümüğüm yok. içerken kokladım.
karabiber mi var ne var.. ben bi hapşurdum. sümükler bütün suratımı
kapladı. toparlayamadım durumu da.
otobüse bindim, acayip
yorgunum. nasılsa son durakta ineceğim, uyu gitsin dedim. nasıl bi
uykuysa uyandığımda yine aynı yerdeydim. cam kenarındaydım, uyurken
nolmuşsa artık taşak gibi büzülmüş kalmışım. şoför de görmemiş kesin ya
da siktir et mi demiş nedir.. bi uyandım, bindiğim duraktaydım yine.
mala bağladığımı düşündüm. bindiğim durağın bi önceki durağında indim.
yeniden bindim, gittim eve.. kendimce zamanda yolculuk yaptım, geçmişe
döndüm, zamanı geri aldım ama varacağımdan 1,5 saat geç vardım eve.
oksimoronlu ironik bi paradoks yaşadım. o denli ne bok yediğimi
bilemedim..
otobüste yer verdim, normalde uyuma numarası yaparım
ya da yukardaki gibi hayvancana uyurum. ayağa kalktığım gibi şoför amca
bana komplo kurdu, frene bastı. otobüste sadece ben yere düştüm. ayağa
kalkayım dedim, şoför amca komplosuna devam ediyodu gaza bastı. bi ileri
bi geri yerlerde süründüm durdum. sonra millet buyur deli oğlan senin
yerin burası diye yer verdi..
denizde babamgile çabuk koşun, kına
buldum diye bağırdım. sanki nolacaksa.. babamlar gelesiye kadar kına
evrim geçirip boka dönüşmüş. kına dediğim şey bildiğin bokmuş. üstüne bi
güzel dayak yedik babamdan. bokta tanıdık çıktı. babamın bi
arkadaşınınmış..
babam yurt dışına falan gidiyo. film, dizi
izlersin dedim. torrent kullanmayı öğretirken şu amına kodumunun
sayfaları açılıyo ya.. ''her gün farklı bir sikiş seni bekliyor''
diye. o açıldı. sayfa açılmadan x'e tıklayayım kapansın dedim.
heyecandan x'in yanına tıkladık, sayfa açıldı. bilgisayar dondu kaldı.
ekranda cıbıldak hatun, kocaman sikiş seni bekliyor yazıyo. kapağı
kapatmak zorunda kaldım. babam da ''olm bu torrent dediğin şeyi ben kaç
senedir biliyom, sen devam et'' dedi.
istanbul'a ilk gelişim.
babamlar alacak dışarıdan. telefonla tarif ettiler yerlerini. gittik
bulduk, bi amca var yanlarında. anneyi babayı öptükten sonra ben bu
adamı da öptüm, sarıldım. öne oturdum bi de mal gibi, sohbet ediyom
adamla. inerken de öptüm, sarıldım yine. eve geldik, korsan taksiciymiş
lan herif. ben babamın arkadaşı sandıydım. adam da zaten napıyo bu amına
kodumun manyağa der gibi bakınıyodu. neyse, yine gidicem üniversiteye.
babam istanbul kart verdi. metroya binmem gerekiyodu esenler'e gitmek
için. turnikelerden geçerken okutcan bak yoksa gidemen dedi. metro
çıkışında bakkala uğradım, sigara falan aldım. millet çıkmıştı çoktan.
bu çıkışta yine turnike var ya. oraya kadar geldim, çıkardım istanbul
kartı. lan okutacak mekanizma yok. zorlasam da çıkamicam diye düşündüm.
mal gibi bekledim bi süre. millet geldi, tıkır tıkır geçti. daha tam
büyüyemediğimi anladım o an.
freni olmayan bisikletin yokuş
aşağı hızlanmasından sonra ya hala aşağıya gidip tarlaya uçacaktım ya da
sağa dönüp o hızla otluğa uçacaktım. otluğu seçtim. sağa dönerken
bisiklet sağ sol yalpaladı ve beni havaya fırlattı. bisiklet ve ben
paralel şekilde uçarken ben önce burun farkıyla öne geçtim sonra havada
iyi süzülüyomuşum ki bisikleti geçtim. 4-5 metre uçtuktan sonra inmem
gerekiyodu artık. yer çekimini bulmuş adamlar o kadar.. koca otlukta
kafam kadar büyük taşı buldum ve kafamı taşa çarptım. bisikleti
geçtiğimden bisiklet kızmış ki sinirlendi ve o da üstüme düştü. taştan
kafam yarıldı, 6 dikiş attılar. bisiklette koluma düştü, kolum çatladı..
sonra o kaza yerine geldim. koca otlukta sadece bi tane taş varmış..
sevgili
olduğum kızın evine yatmaya gittim. kızın tatlı mı tatlı ama erkekleri
de bi o kadar sevmeyen bi kedisi var. bu sevmeme konusunda
karşılıklıyız. ama benim cinsiyet ayrımım yok, kedileri o kadar çok
sevemiyor(d)um. neyse, kediyle oyun falan oynuyorum ama kedi gözüne
kestirmiş beni, oynarken falan tırmalıyo. ben de yok ya acımadı, nolcak
ki kedi cırmıından hehe derken manyak suratımı cırmaladı. acımadı ki
acımadı ki modundayım hala ama suratımın yarısı çizik ve kan amına
koyiim. seni gidi pisicik yaramaz şey falan derken bi daha cırmaladı, bu
sefer kolumu. hatunla duygusal takılalım, belki sevişiriz dedik,
savaştan çıkmış gibiydim. sevişme savaş oldu bizimki. yattık ama
tedirginim. sahibinin yanında yatıyoz lan bildiğin. yok bi şey yapmaz
gece falan dedi hatun. uyudum kaldım sonra. nasıl etkilediyse pisicik
beni, rüyada kediyle boğuşurken bi tekme salladım buna, piyuuv diye
uçtu. hızımı alamadım, gittim kedinin yanına, tekmeleyip duruyom
hayvancağızı. tokatlanarak uyandım amına koyiim. meğer bizim hatunun
bacaklarına bacaklarına tekmeyi savuruyomuşum.. kız da garibim acıdan ve
şoktan tokatlıyo beni. mal gibi bi gece geçti. ayrılır bu benden
yakında dedim. 1 sene çıktık..
araba çarpan köpeğe yardım
ediyodum.. bana saldırdı. şşş olm sakin ol bobby.. sakin ol dedikçe
köpek iyice dellendi, kolumu ısırdı. meğer o durumda köpek
afalladığından kim yakınındaysa o yaptı sanıyomuş. aman ha, böyle
durumda yaklaşmayın..
bu ameliyat sonrası doğal olarak yürüyemedim. bacakta bi mekanizma vardı. mersin'de cennet cehennem
mağarasına gitmiştik. cehennem denilen şey öküz gibi bi çukur var
böyle. cennet denilen de 450 kadar merdiven var, aşağıya iniyosun. babam
aldı beni sırtına, normalde tek kişi inip, çıkarken zorlanıyo. babam da
zorlandı zaar, biz yarı yolda yuvarlandık. babam 3'de durmuş, ben 15-20
basamak yuvarlandım durdum. cennet de cehennemi yaşadım..
yeni
taşınmıştık, eşyaları falan yerleştiriyoruz. annem benim odaya yığmış
eşyalarını falan. karışık bayaa içerisi. anneannem de bizdeydi. odamda
namaz kılmış galiba, çünkü külotlu çorap gibi bi şey çıkarmış. ama yaşlı
külotlu çorabı, kalın kışlık olanları. benim atkı fular karışımı olan
şeyle neredeyse aynı renk. çabuk cif getir, çamaşır suyu getir
komutlarıyla aşağıya indim, alışveriş yapmaya. atkı yerine o kalın
külotlu çorabı geçirmişim telaştan boğazıma. süpermarkette niye
gülüyolar bu kadar diye düşünüp duruyodum. kasiyer kız gülünce ben de
gülücükler saçarak, muhabbet falan ediyom. eve gelince farkettik
durumu..
köyde dedemlerin tuvaleti dışardaydı. sıçmak için
girdik ama feci tırsardım, hala tırsarım. börtü böceklerle sıçıyoz,
belgesel tadında. onlarca böceğe sikini taşağını açıyon o da garip bi
şey. neyse haceti giderirken nereden geldi, nasıl çıktı, düştü mü noldu,
çiyan dediğimiz orospu çocuğu böcek götümden ısırdı. anaaaam götüüüm
diye attım dışarı kendimi. afedersiniz de götüm boklu boklu domalık
vaziyette dolanıyom ortalarda. dedem hem gülerek hem de şaşkın ifadeyle
noldu olm, götünü topla lan falan derken. götümü bi şey ısırdı dedee
yanıyoom.. anam nerdeeee, anneeeee diye bağıra çağıra götümü gösterdim
eşek kadarken anama, dedeme. zeytinyağı manyağı babaannem dur zeytinyağı
sürek yavrım ya da çamur mu sürsek diye kendi içinde ikileme düşerken
sonunda çamura karar kılıp bi güzel götü sıvazladıydı çamurla..
uçaklara
karşı fobim var. ne yükseklik ne ölüm. sinüzit yüzünden ben ne kadar
havalanırsam burnum o derece ötüyo. bildiğin yukarılara çıktıkça viyk
viyyk diye ötüyo.
şantiyeye adımımı attığım ilk gün ayağıma çivi
battı. lan tetanoz aşısı oldu muydum diye düşünürken adamın teki yat,
vurdurcaz dedi. inşaatta sikecekler sandım. neyi vurduruyon bilader sen
deyince, çıkar pabıçlarını, çorabını, kanı akıtcaz, vurdurman lazım
ayağını dedi. koca değneği alıp, ayağıma ayağıma geçirdi herif. başka
biri geldi, durumu söyleyince vurdurdu mu dedi. iyice aksın diye bi de o
vurdu. ayağın şekli şemali kaydı..
velhasıl kelam, ben dünyaya
gelmiş en şansız en bahtsız insanım galiba. doğumumdan bu yana bütün
cenabetlikler beni buluyo. 3. senemde üniversiteyi kazandım, 6 sene, yaz
okulu ve tek dersle anca bitirebildim. 2 kere işe girdim, ilkinde 15
gün çalışıp, çıktım, diğerinde 1 gün çalışabildim.. itin öldüğü
yerdeyim.. servis yok sana dediler.. mal gibi kaldım istanbul'un
göbeğinde. hala iş arıyorum. ama bu gidişle iş bulsam yaptığım binalar
çöker.. zaten yapamam da.. evlensem ya kadın erkek çıkar ya da hiçbi şey
çıkmaz.. şizofreni olduğumu öğrenirim.. bu gidişle benden de zaten bi
bok olmaz. bizimkiler beni kesin cenabet yaptılar. zaten herkes öyle
oluyo da. babam kesin şükür namazı falan kılmadı. bana da gusül neyin
tutmuyo galiba. kendimi mi yaksam.. ölsem mi naapsam..? onda da arafta
kalırım amına koyiim..
real eyes realize real lies
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder