8 Eylül 2012 Cumartesi

sevgili evinde sıçmak mı asla amk

meraba piçler, beni bilen bilir. abuk subuk yerlerde bokum gelir.* öyle fazla tutamam, çekinmeden her tuvalete sıçarım. sıçmazsam içimde nükleer patlamalar olur çünkü.

bi süre önce bi kızla çıkıyodum. sonunda beyaz tenli, zayıf, pembe am taşıdığına dair bir çok işaret barındıran bir kız bulmuştum. kızla hergün buluşuyoruz, bi yerlere gidiyoruz falan. ikimiz de işsiziz yani amk.

sabah sıçamadım mı o gün bana kabus olur. bu dönemde de sıçma düzenim akşam saatlerine kaymıştı. kızla ayrılma saatlerimizi hep benim sıçma saatim belirliyordu. bok baskısı dayanılmaz olunca kızla vedalaşıp "şimdi gitmem gerek" deyip koşa koşa eve gidiyordum. böylece farketmeden de olsa daha çekici olmuştum onun için. beraber vakit geçirmeye doyamadan gidiveriyordum.

kızla işi ilerlettik. ailemle tanıştırıcam diye başımın etini yemeye başladı. ben de tamam amk dedim getir tanışalım. öyle şey olur mu hiç? bu akşam bizdesin, yemeğe geliyosun diye emrivaki yaptı. bahsettiği zaman aralığı götümü hunharca sıçarak rahatlattığım, şımarttığım dakikaları, saatleri de kapsıyordu.

kızla minibüse bindik. minibüste kızın elini tutunca -neredeyse- kucağında oturduğum dindar amca "öhö öhö" yaptı. kucak meselesini açayım da ibne zannetmeyin: minibüs tıklım tıkış. koltuk iki kişilik. cam kenarında cami desenli, dantelli takkesiyle muhafazakar bir amca, yanında ben, koltuğun en uç kısmına da poposunun bir yanağını dayamış sevgilim. 3ümüz göt göte ilerliyoruz kızın evine doğru.

minibüste kıza "tuvalet alaturka mı?" dedim. "efendim?" dedi. yok bişey deyip geçiştirdim. işin aslı alaturka dışında tuvalete sıçamıyordum, ama kıza bunu nasıl söyleyeyim...

bağcılar migros'un önünde inmemiz gerekiyordu. kız hareketlendi, şöföre inecek var demek için hazırlığa geçti, ağzını ıslattı. tam bu sırada kıza sus işareti yaptım, gülümseyip peki anlamında kafasını oynattı. "inecek var" dedim duymadı, ilerlemeye devam ettik. tekrarladım ama nafile. en sonunda "kaptaan indirrr" diye bağırdım. herkes güldü, şöför de bıyık altından sırıttı dikiz aynasına. kıza rezil oldum. migrosu da 100m kadar geçmiştik.

inerken yaşadığımız göt kardeşliğinin getirdiği samimiyetle yanımdaki dindar amcaya iyi akşamlar dedim. Allah ıslah etsin dedi. içimden "ananı .." deyip indim. 

migrosa girdik, misafirliğe giderken adettendir diye karışık meyve yaptırdım. bu şekilde tartamayız dediler, meyveleri kasada bırakıp trip atıp çıktım. gittim mahalle manavından karışık meyve yaptırdım, siyah poşete koydurdum. pastaneden de bi kutu karışık şöbyet, bülbülyuvası, kadayıf yaptırdım.

kızın evine doğru yürürken yavaştan sıçma saatimin geldiğinin de farkında ve tedirgindim.

kızın ailesiyle öpüş-tokuş hal hatır sorma derken yemek masasına oturduk. kızın annesi mercimek yapmış, acıkmıştım 2 tabak yedim. üstüne de jöle yapmış annesi, onu da yedik.

5 dakika sonra jöle midemde canlandı. mercimekler şemame oynayıp tepiniyolar, özerkliklerini ilan etmişler. bok kapıya dayandı. lavobo nerdeydi deyip -lafa bak amk, sanki lavaboya sıçacaz- masadan kalktım. tarif ettiler, gittim. tuvalet alafrengaydı. klozetle bikaç dakika bakıştık. ellerimi diz altına kıstırıp dömelmeden sıçamadığım için ne yapacağımı şaşırmıştım doğrusu. 

klozet şuna benziyordu: http://www.raf.com.tr/images/Image/web/00_56_01.jpg duvara bağlıydı, ayakları yere değmiyordu. önce oturarak yapmayı denedim ama götüm resmen yadırgadı ve çıkış izni vermedi. götümdeki basınç arttıkça artıyordu. en sonunda sikerim deyip klozetin üstüne çıkıp alaturka pozisyonumu aldım. dömelmeden sıçamıyordum ve buna mecburdum. götümün sesini bastırsın diye suyu sonuna kadar açtım.

çata çuta sıçtım, tuvalet inledi. rahatlamanın etkisiyle nerde olduğumu unutup oynak bir şarkı patlattım (güvercin uçuverdiiiiii, kanadın açıveeeeerdiii) . evde de hep böyle yaparım. keyfim yerindeydi. hatta ilerleyen dakikalarda dömelmiş pozisyonda zıplayıp dizlerin altına kıstırdığım ellerimle alkış yapmayı denedim.

denememle birlikte klozetle beraber yere çöktük. çottang diye ses çıktı, dışkım içinde yüzdüğü suyla beraber banyoya yayılmaya başladı. sevgilimin evinde klozeti kırmıştım! kızın babası kapıya geldi, iyi misin dedi? önce ölü taklidi yaptım ama kapıyı açmaya çalışınca "iyiyim muzaffer amca, merak etmeyin" dedim. 

ilk bikaç dakika intihar etmeyi düşündüysem de sonra bu şekilde ölü bulunma fikri pek cazip gelmedi. amına koduğumun tuvaletinde kırık klozetle başbaşaydık. bi ara korkudan klozete sarıldım. düşünmeye başladım. bir kurtuluş planı yaptım.

üstümü düzeltip tuvaletten çıktım. kapıyı dışardan kilitleyip anahtarı cebime koyarak mutfağa koştum. meyveleri koyduğum siyah poşeti boşaltıp yanıma aldım. tuvalete yöneldim. bu sırada kız beni meyve poşetiyle tuvalete girerken gördü. manavda bolca muz koydurmuştum, kız kimbilir ne düşünmüştü bu görüntü karşısında... kızla bakıştıktan sonra aceleyle içeri daldım kapıyı kilitledim. bokları tuvalet fırçasıyla iteleyip poşete doldurdum.

elimde bok poşetiyle çıktım ve tuvaletin kapısını kilitledim. mutfağa koştum. poşeti camdan aşağı boşalttım. löpçük löpçük diye aşağıdaki arabanın tavanına yapıştı amk. özetle sıçmıştım şimdi de sıvıyordum. iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.

salona koştum. müsaade istedim. herkes şaşırdı. daha yeni geldin oğlum geç şöyle otur dedi kızın babası. biraz emir verir gibi söylediği için karşı çıkmaya götüm yemedi. üstelik suçluluk psikolojisi içindeydim. denileni yaptım, tekli koltuğa oturdum. 

kızın babası benim hakkımda bir şeyler öğrenmeye çalışıyordu. iş-güç, hava-su muhabbetinden sonra kızın annesi ayağa kalktı. aynı saniye içinde vücüdumdan soğuk ter attım amk, "ayten teyze nereye gidiyosun" diye haykırdım. kadın önce şaşırdı, sonra "lavoboya gidicem oğlum" dedi.

10 saniye içinde bir yalan uydurmalıydım. "AHH, NURi amcamları havaalanından alıcaktım, unuttum... beni bekliyolar" deyiverdim. halbuki amcam yok. nuri de emrah filmlerinden bilinçaltıma yerleşmiş baba yarısı'nın adıydı. cümleten iyi akşamlar deyip hemen kapıya koştum. ayağımı ayakkabıya soktum, içerden ses geldi "muzaffer, kapı açılmıyo". ammınısikim diye haykırıp ayakkabının topuklarına basa basa kaçtım.

 sonra kızla bi daha görüşmeme kararı aldım. kız defalarca aradı açmadım. son mesajında "neden kaçıyorsun? klozet önemli değil bak, araba da önemli değil. babam da affetti hem, hadi aç şu teli" yazmış. hassiktir dedim, arabayı nasıl bildiler? telaştan, bok taşıdığım boş poşeti de mutfakta unuttuğumu hatırladım. bu olayı ve kızı komple hafızamdan silmeye karar verdim. hattımı değiştirdim. korkudan hala ne bağcılar minibüsüne binerim, ne de o semtin yakınından geçerim...

yazan : karacaoglan

4 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. ibretlik bi paylaşım!!11 ama tabii boktan bi konu o ayrı :D

    YanıtlaSil
  3. Bravo panpa..Senin bu anlatımını Cem Yılmaz sahnede yapıyo para alıyo amk

    YanıtlaSil
  4. OLUM SANA SIRIK HAMMALI LAZIM,EVLAT OLSAN SEVİLMEZSIN LAN :) :) ANNEN BİLSE BUNLARI BUNU BEN NASIL DOĞURDUM BE NASI BÖYLE BİR HATA YAPTIM DER KESİN,HEPİMİZİN ANACIĞI TEMİZDİR VE TEMİZLİK İNSANLIK ADABINI KAFAMIZA TERLİKLE YIKARKEN BANYODA KALIP SABUNLA KÜTELEYE KÜTELEYE NAKŞETMİŞTİR BİZE...SEN DE İŞ YOK OLUM BUNCA PEKİŞTİRMEYİ BİLE ALMAMIŞSIN,MİSAL BEN TEMİZİMDİR AMA ABİM VAR 40 YAŞINA DAYANDI HALA SÜMÜKLÜ ÇOCUK GİBİ ADAM PASAKLI İKİ GÜN EVDE KALSIN AMINA KOR ORTALIĞIN...ANNECİĞİMİZ GÜZELLİKLEDE ÖĞRETEMEDİ TEMİZLİĞİ BUUNA DÖVEREKTE,ADAMDA O KAABİLYET YOK NE YAPSIN,İŞTE SEN DE BÖYLESİN BE HACO,AMA OLUM BİZ MÜSLÜMANIZ LAN,YAKIŞMAZ YANİ,NOLUR BE ALLAH RIZASI İÇİN BİRAZ OLSUN YONT LAN KENDİNİ,BU HALİNİ ANNECİĞİN BİSE (GERÇEKTEN HÜRMETLE SÖYLÜYORUM BAŞKA TÜRLÜ ANLIYORSAN ZİKERİM BELANI SENİN HE BAŞKA ÜRLÜ ANLAMA)KADINCAĞIZ BU HALİNİ BİLSE SENDEN UTANIR BE YAZIK ONCA BÜYÜTTÜĞÜME DER AYIP LAN...ŞAKA İSE BİLE PİSLİK LAN BOK HERİF YUH,GAVUR YAPMAZ BE...

    YanıtlaSil