23 Eylül 2012 Pazar

türkiye'de bekar olmak

insanın başına erkek olsa ayrı kadın olsa ayrı dert açan "sorun"dur.

aslında bekâr olmak hiçbir şekilde sorun değildir. ama her insanda bunun çok büyük ve evlilikle aşılması gereken bir sorun olduğu hissi yaratılır kolektif biçimde.

çünkü Türkiye cumhuriyeti kendisini bireylerden oluşan bir toplum ideali üzerine değil, ailelerden oluşan bir toplum ideali üzerine kurmuştur. bunu her tür toplumsal yapıyla/kurumla/mekânla da destekler. ilkokulda verilen eğitimin aileyi öven niteliğinden tutun, televizyonda yayınlanan dizilere, reklamlara, sokaklara-otellere-restoranlara kadar her yerde aile dokunulmaz bir idealdir. dünya'nın en şahane şeyi ailedir. herkes çok iyi bilir ki bu geri kalmış berbat ülkede "aile apartmanı", "aileye mahsus restoran/çay bahçesi/otel" gibi , olsa olsa komedi unsuru olabilecek tanımlamalar vardır.

evlenme çağına gelmiş bir erkek/kadın olarak 30-35 yaşına kadar sizden beklenen aile kurma hareketini gerçekleştirmezseniz , toplum da devlet de sizi her tür şekilde dışlar. yalnız bir erkeğe ya da kadına hiç hoş gözle bakılmaz. çünkü bunlar tehlikeli ve ne idüğü belirsiz, huzur bozan tipler olarak damgalanırlar. bekâra ev kiralanmaz, bekâr erkek eğlence mekânlarına çoğunlukla alınmaz, bekâr kadının yalnız başına bir evde yaşaması onun orospu olduğunun tasdiği olarak görülür, vs.

bu ülkede 20 yaşını aşmış olup da böylesi rezil bir ayrımcılıkla herhangi bir yerde ve herhangi bir şekilde karşılaşmamış erkek/kadın neredeyse yoktur. ve bu rezalet ülkenin en gelişmiş şehri olan istanbul'da bile o kadar çok yaygındır ki, insanı, en gelişmiş şehri bile böylesine sığ ve aile fetişisti olan bu ülkeyi terk etme isteğiyle dolup taşırır.

Türkiye bir aile toplumudur ama bu ailelerden gelen taciz/tecavüz haberleri her yıl sıkça gündemi işgal etmektedir. bekâr insanlardan daha temiz, daha ahlâklı olma iddiasındaki aile genellikle her tür şiddetin en fenasının yaşandığı yer olur.

son yıllarda giderek artan boşanma vakaları da belki Türkiye devletinin bu aile fetişistliğinden vazgeçip, bireylere yatırım yapması, yalnızca aileleri değil, herkesi, her erkeği ve kadını insandan sayması ve onlara insan muamelesi yapması yönünde bir ibret kaynağı olur.

ama bunun tam aksi bir istikamette, giderek yoğunlaşan bir aile fetişizmi her yanımızı sarıyor.

yazan: rajrex

1 yorum: