23 Mayıs 2012 Çarşamba

kızların tercih etmediği efendi adam

onlar biziz... kadınların, gerçekten de, ihtiyaçlarını karşılayamayan efendi adamlar... ve evet, dedikleri kadar varız...

en başta sıkıcı insanlarız biz... her gece başka maceraya atılmak istemeyiz... malesef, sevdiğimiz kızın yanında olmak yeter bize...

sudan sebeplerle tartışmalar yaratıp sizi kıramayız... bir hata yapmışsak da, zeytinyağı gibi üste çıkamayız bir çırpıda...

sizin fikirlerinize, isteklerinize önem vermemezlik edemeyiz... aslında o yüzdendir o çok itici bulduğunuz "'sen' nereye gitmek istersin?", "'sen' ne yemek istersin?" gibi sorularımız, karar verememekten değil...

 herhangi bir yeteneğimiz varsa, bir müzik aleti falan çalıyorsak mesela, bunu her dakika gözünüze sokamayız... her gece sahillere inip, ateş başında "akdeniz akşamları"nı çalarken, etraftaki diğer kızlara "delici" bakışlar atamayız...

yaptığımız hatalar için binbir türlü yalan söyleyemeyiz... kafamızda kırk tilki falan da dolaştırmayı beceremeyiz hiç...

öyle her gördüğümüz kızı yatağa atmak istemeyiz... günün her saniyesi sizi "yine ne halt ediyor bu acaba?" diye meraklandırıp, telefonla yapışık bir biçimde yaşatamayız...

aldatamayız sizi... gözyaşları içinde arkadaşlarınızın yanına koşturup, "bu kaçıncı ya!" diye bağırtamayız... salya sümük ağlatamayız...

doğum gününüzü unutamayız... sevgililer gününde, elimizden hiçbir şey gelmese bile, en azından bir kırmızı gül almamazlık edemeyiz...

her dakika sizi sevdiğimizi söyleyemeyiz... hele yalandan hiç... tavırlarımızdan ve gözlerimizden anlayabilirsiniz sadece...

daha ilk günden yatakla ilgili planlar yapamayız... gün gelip, ilişki ilerleyip de sevişme gerçekleştikten sonra da, kusura bakmayın ama, sabah bizi yanınızda bulursunuz... sabahın köründe sizi o halde bırakıp kaçamayız...

mutsuz edemeyiz sizi... hatta sizin mutluluğunuzu herşeyin önüne koyarız, ne yazık ki...

ve çok hata yaparız; sizi hayatımızın tam ortasına koymak,  mutlu olmanız için elimizden geleni yapmak ve sizi çok sevmek gibi...

yani aptalız biz... o çok sevdiğiniz, peşlerinden günlerce ağlayıp küfürler ettiğiniz "piç" adamlar gibi olamayız... yukarıda anlattığım gibi, istediklerinizin hiçbirini yaşatamayız size, bu ihtiyaçlarınızın hiçbirini karşılayamayız... onların verdiği acıları veremeyiz... ama merak etmeyin bizim de soyumuz tükenecek birgün...

hak veriyorum size... bizi tercih etmemekte sonuna kadar haklısınız...

yazarın notu: genelleme yapmaktan ve topluluk adına konuşmaktan haz etmem ama idare edin bu seferlik...


ccc rahati kacan adam ccc


1 yorum:

  1. Çok beğendim. Aynen katılıyorum. Hayatımın orta yerine koydum desem iddialı ve abartılı olabilir, ama üniversitedeyken aşağı yukarı aynen bu şekilde sevdiğim ve davrandığım kızların, "efendi" olduğum için olacak, ara ilişkisi oluvermiştim. Bu deneyimleri maalesef ki yaşadım. Ara ilişki demek de tam da bu demek. Geçmişteki "piç" aşığını unutamamıştır ama çok iyi, çok efendi biri olduğun için seninle vakit geçirir, seninle keyfi yerine gelir. Amma velakin geçmişteki o "piç" sevgilisini sevdiği kadar sevemez seni, hatta seni sevmesinin önündeki engeldir o "piç". Yeni bir ilişkiye hazır değildir, "piç"in hatıraları söküp atamamıştır vesaire. Kısacası "ara ilişki" olmak kötüdür ve birkaç istinası olmak üzere hep iyi erkeklerin başına gelir.

    Sonra ilişkinin istediğin gibi gidemeyeceğini anlayınca mecburen yolları ayırmak zorunda kalırsın. Haftalar, belki de aylar sonra teselli mahiyetinde sms ya da e-mail gelir: "Sen çok iyi birisin, mutluluğu hak ediyorsun, keşke başka şartlarda karşılaşsaydık. Gerçekten çok üzgünüm."

    Ne var ki bu teselli olmaktan çok uzaktır ve sen kızlar "piç" seviyor yapacak bir şey yok fikrine saplanıp kalırsın...

    YanıtlaSil