üniversiteye adım attığımda uçan kuşu bile sikerim diyen bünye için muhtemel son'du belki de..
adım attığımda kısa bir süre sonra ortak seçmeli derste (deneysel
tasarım) "kendim" konulu sunum yapılırken, projeksiyon karşısında 20
kişilik sınıfa karşı anlatmıştık kendimizi..
hayranlıkla dinliyordum o kalktığında, konuşurken sanki aklımdan
geçenleri benden daha önce dile getiriyor, ruhlar aynı sadece
bedenlerimiz buz kesiyordu..
bu gizemli evre kısa sürede ikimiz arasında hayranlık derecesine kadar
ilerledi.. ucan kusu bile sikerim diyen ben kızın karşısına belki
yüzlerce kez geçmişsem bile, kalp atışlarımı kontrol etmekte güclük
ceker olmustum..
aptal bir aşıktım artık, kendime itiraf bile etmekten cekinir olmuştum..
birbirimizin olduk, cok sevdik.. ben katalog kartvizit kampanya görsel
tasarımı yaparken o atolyede tuval üzerine yağlı boya, heykel
yapıyordu..
aileler tanıstırıldı, fakultenin muhtemel en uzun soluklu iliskisi ve
benim gibi ürolojik bölgesiyle beyni yer değiştiren bir öküzün bile
sadakat sınırlarını zorlarcasına fırsatlarını tepmesine yol açan hergün
dahada yeşeren kutsal bir sevgi..
sadakatımdan titriyor, fakulteye her sene daha yeni mezun sarışın liseli
çıtır hatunlar istila ediyordu.. düşmüyorda değil, bırak ereksiyon
olmasını kafamı cevirmiyordum..
bir yanda düğün davetiyelerinin estetiği için stüdyolarda fotoğraflar eşliğinde büyük bir heyecanla tasarlamaya çalışan bünye..
diğer yanda ikimizin heykeli üzerine aylarca atolyelerde uykusuz kalıp sabahladığım çok sevdiğim sevgilim..
seneler su gibi akıp geçti, güvenim sonsuzdu keza onunda öyle.. zaten
yanıbaşımdaydı sürekli birlikteydik fırsat bile oluşmuyordu kötü sonlar
için..
anne babası yıllar önce ayrılmıs, annesiyle birlikte yaşıyorlardı..
pazar sabahları babasına kahvaltılara giderdi, birlikte baba kız
kahvaltı eder sonra annesinin evine tekrar donerdi..
bir gece oldu uyuyamadım, birşey düğümlenmişti boğazıma.. çarpıntılarım oldu bütün vucudum titriyor soguk terler dokuyordum..
sabaha kadar uyuyamadım yarın pazardı.. sabahın köründe evlerine gittim
sokagının başında 2 bina arasında saklandım 45 dakika kadar onun
cıkmasını bekledim.. şeytan dürtüklüyordu, takip edecektim.
uyanır uyanmaz her sabahki şirinliğinden taviz vermeden "günaydın"
mesajını süslü cümlecikleriyle yazmıs ve yola koyulmustu.. uyuyor
numarası yapıyordum, cevap vermedim..
çıktı takibe başladım, hiçbir yere girmeden babasının evine girdi..
yüreğime su serpmisti, ahmaksın oglum 4 senelik sevgilinden bile
şüphelendim dedim kendi kendime..
kızgınlıklarım birden fazlasıyla yumusamaya ve ona karşı koyamadıgım
sürekli yeşeren sempatizanlıgıma ayrı bir hava katmıştı, ahmaklık
ettiğimi anladım.. gülümseyerek oradan uzaklastım..
atladım arabaya kendime sanal masturbasyon yapacagım ya, istinye park'a
gittim.. 9.30 du 10 da açıldığını söyleyip yarim saat sonra gelmemi
soylediler.. yarım saat bekledim ve içeri girip ona çok beğeneceği bir
çanta aldım, kendi dünyamda kendimi affettireceğim ya..
kısmet bu ya, yolda geri dönerken mesaj attı. babasıyla birlikte
ayakkabı bakmaya gideceklerini bugun biraz geç cıkacagını soyledi..
sadece onu çok sevdiğimi yazarak cevaplar attim..
habersiz babasının kapısının orada bekledim, zira hayatım boyunca hiç
denememistim. 4 sene sonra kapılarında bekleyecek kadar gozlerimi
bürümüştü..
tek çıktı evden irkildim, yavaş yavaş ilerledi sonra.. babası yoktu bile
yanında.. takibe koyuldum .. icimde aldatıldıgıma yonelik gram şüphe
olmazken yolda attığım mesajlara cevaplar verilmiyor..
kendinden emin yola devam ediyordu, markete gider eksik olan birşey alır
dedikce o biraz daha uzaklasıyordu.. ve 4.levent metro çıkışına doğru
gelip karşı yola geçti.. ve ziraat bankası önünde bir lavukla sarılıp
optu..
kısa süre ayaküstü konustular o ara bana mesaj geldi, babasıyla dısarı
cıkacaklarını 2 saate yakın alısveriste olacaklarını beni cok sevdiğini
soyluyordu.. yemekteymis mesajlarıma o yüzden cevap verememis..
kısa surede bembeyaz kesilen suratım ve nefes alısverislerimi manuel
olarak kontrol etmeye başladığımda gerçek daha kafama sarılan bok bir
sigara gibi sonradan girmisti.. nefes alısverislerimi kontrol etmeye
calısıyor vucudumu kaplayan evhamdan kurtulmam gerektiğini
düşünüyordum..
hayatımı verdiğim ugrunda saclarımı doktugum yeri geldiğinde aileme
karsı mahcup olmamak amacıyla birsürü acıklarını orttugum.. hatta
karsıma aldıgım akrabalarımın bir ahı mıydı bu?
katil mi olmak yazıyordu ki amel defterimde.. kader, yazgı dedikleri şey bu muydu?
mezun olacaktık, askerlik işimizde hazırdı? reklam ajansımızın adını ve logousunu günlerce tasarlamadık mı?
arkamı dönüp hiçbirşey yapmadım, hattımı kırdığımı hatırlıyorum..
ağladım birde hayatında ender ağlayan tipler vardır ya.. işte
onlardandım.. koştum, düşünmeden nereye varacağımı hesap etmeden..
kaldırımın birine kapaklandım, saatlerce hüngür hüngür ağladım..
aklımdan trilyonlarca sorular geçiyor hayatım, geleceğim, ailem,
akrabalarım, çevrem, okulum hepsi biranda bitmişti..
sonrası mı?
günde 20mg dideral, yerine göre xanax.. panik atağa merhaba demistim..
git gide seyrelen saclarıma artık mucize diye gözüyle bakılan toppik bile yetersizdi..
memlekete gittim okulu dondurarak, aylarca çıkmadım..
haberlerini hiç almadım ya da ailem bana yansıtmadı..
panik atak halinde hastane acillerinden hiç çıkmadım, zaten memleketi tercihimde hastaneye yakın oluşundandı..
sonra düşündümde, insanlar kanserleri yeniyor, depremde ailelerini, işlerini, eşlerini herşeylerini kaybediyorlar..
kimisinin vucudunun bir tarafı noksan, kimisi benim isyan ettiğim hayata hayal gözüyle bakıyor.. toparladım kendimi dostlar..
hala okuyorum, okul anasının amı gibi uzadı o coktan mezun olmus bile..
bense bir sigara eşliğinde halime şükredip kadınlardan korkarak ömrümün
geri kalan kısmını geçiriyorum..
bir çocugum olsun istiyorum belki ama.. ama kesinlikle annesi olmasın..
ccc sanal korku ccc
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder