19 Kasım 2012 Pazartesi

kazıklanmak ile beleşçilik arasındaki ince çizgi

ilk defa bi yerde adana yerken oldu. adanalar bitti. çay alır mısınız dedi adam. alırız çay. ne var ki. bu bizim kültürümüzde var. yemekten sonra çay alırız. aldık. hesap bi geldi 4 tl fazla. adam çayı ikram ediyormuş gibi yapıp çay başına 2 tl almış. allah'tan masadaki pet suya dokunmamıştık da götü kaybetmeden çıkabildik. "4 tl'den ne olacak lan" deme hiç. paramız yoktu. menüden bakıyoz heralde kesemize uygun bir şey. o gün kenkart yüklemeyip o çaylar yüzünden eve yürüyerek gittik zaten.


daha sonra bi yerde yine yemek yerken, "içli köfte servisimiz var misafirlerimize. alır mısınız" deyip daha cevap veremeden tabağı koyup gitti adam. misafir dedi, servis dedi. biz onların misafiriymişiz sonuçta, öyle diyo adam, misafirlik bizim kültürümüzde var. tamam dedik. hesap bi geldi, 10 tl fazla. adamın yüzünde öyle bi ifade var ki, kesinlikle para almadıklarını düşünüyor bence. patron biliyo bi tek o içli köftelerin paralı olduğunu, kullanıyo bu herifleri. yoksa ben anlarım olum bana kazık sokacak adamı.


ondan sonra en son da bi gece klubündeyken (önceki anlattığımla aynı gece klubü. bi kere gittim yetti amına koyim) arkadaşla böyle sik gibi ayakta dikilirken ve neden böyle bi şey yaptığımızı sorgularken iki tane super sexy hot blow job webcamgirl kız "fotoğrafınızı çekebilir miyizzzzzz, hediyemiz olsun size" dedi. ben bi kıllandım aslında ama, arkadaşın dibi düştü böyle bi sürü pozlar vermeye başladı bi anda. sonuçta hediye bizim kültürümüzde var. hediye yani, ne olabilir ki. hediye dedi kız.


bi hesap çıkardılar 60 tl. 6 fotoğraf 60 tl. 4 tl'yi küçümsüyodun demin bak. nerelerden nerelere geldik. bi de iki tane acayip mini etekli çok ilginç kız koymuşlar, o fotoğraf makinasını götüne de sokamıyosun. yoksa sen ben gibi adam olsa valla ağzını burnunu kırarsın işte. arkadaş 40 tl'ye anlaştı bi şekilde. girmeseydi o kadar havaya. katalog çekiminde sanki pezevenk.


ayakta siktiler bizi osman ayakta siktiler bizi deyip duruyo. siktiler tabii.
bu kadar şey yaşadıktan sonra aynı yerde, başka iki tane taş gibi kız, "içki dağıtıyoruz almak ister misiniz" diye geldi. yerler mi lan artık deyip, siktir git bakışı attım. bozuldu kadın. döndüm arkadaşa dedim, "olm bütün dünya birlik olmuş bizi niye kazıklamaya çalışıyo. çok mu saf görünüyoz. sakın alma. sakın dedim bak burdan eve yürüyemeyiz çok uzak" dedim. tamam dedi. diğer arkadaşlar o içkilerden aldılar güzel güzel içtiler.


daha sonra bilmem ne festivali varmış, böyle şapkalar bi şeyler getirdiler. 10 kişilik grupta herkes aldı. taktılar şapkaları. biz almadık yer miyiz amına koyim. şapka dediğim de yaşlı şapkası ha. fötr şapkanın bi değişiği. eğlenesin diye getiriyorlar. bi şey değil, onu takan da eğleniyo. hemen bi değişiyo fotolar çektiriyo, sırıtıyo falan. lan ne acayip şey. şapka bu. ben araziye giderken takıyom o şapkayı. kıs kıs gülüyorum vodkaları içerken bunlar. hesap götünüze girecek, 1 hafta dışarı çıkamazsınız artık falan diyorum içimden.


gecenin sonunda gördük ki o vodkalar ve şapkalar harbiden hediyeymiş. sevgiline falan alıyosun ya bazen. gerçek bildiğin hediye. arkadaşla 6 tanesini 60 tl'ye çektirdiğimiz fotolara bakıp bakıp hüzünlendik. lan fotoda 60 tl edecek ne var. ben varım, arkadaş var. o mal 5 tl bile etmez zaten. ben de öyle bi adamım. bari biz kızları çekseydik de en azından bakar bakar osbir çekerdik.

jun misugi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder